Cellatlar ve Soytarılar’dan...
VE KÂİNATIN YOK OLUŞU
“...Ve gökler ve yer ve onların bütün orduları itham olundu.
Ve Allah yaptığı işi yedinci günde bitirdi...
Ve Allah yedinci günü mübarek kıldı, ve onu takdis etti...”
(Eski Ahit / Tekvin / Bölüm II)
Başlangıçta gözlerinin ışıltısı vardı; başlangıçta sen vardın...
Sensiz geçen altı günümü yazdım:
Karanlık ışığı silmişti ve ışık karanlığa yenilmişti... Hiç mi aramaz gözlerimi, dedim, kendi kendime, hiç mi özlemez...
Akşam oldu... Sabah oldu...
Özlemedi... (Birinci Gün)
Gökyüzü baştan başa kan oldu; gözlerim baştan sona kan... Hiç mi düşünmez bu beni, dedim, hiç mi sevmemiş...
Akşam oldu... Sabah oldu...
Sevmemiş... (İkinci Gün)
Ve yeryüzü çatladı, ve toprak kurudu, ve bitkiler çürüdü, ve denizler kabardı ve taştı, ve yeryüzü boğuldu... Hiç mi acımaz bana bu, dedim, hiç mi aklına getirmez, hiç mi üşümez yüreği...
Akşam oldu... Sabah oldu...
Üşümemiş... (Üçüncü Gün)
Gün şerha şerha yarıldı, güneş parçalara ayrıldı, gökkubbenin ışıkları söndü; ve ay battı...
Ve alâmetler için, ve vakitler için, ve günler ve seneler için, ve senin için, ve ömrümü sana adamak için yaratıldım ben, dedim... ve duy beni, dedim, ve gör artık ey sevgili...
Akşam oldu... Sabah oldu...
Duymadı... (Dördüncü Gün)
Suyun altındaki canlılar öldü, balıklar öldü... yerin üstündeki mahlûkatın nesli tükendi, kuşların nesli bir bir tükendi... Zaman geçiyor, hayat bitiyor cânânım, dedim; bak, her şey gibi ömür de tükeniyor, dedim; dön artık cânânım, dedim, dön artık...
Akşam oldu... Sabah oldu...
Dönmedi... (Beşinci Gün)
Tüm olan biten iradem dışındaydı...
Aslolan yalnızlıkmış, dedim, kendi kendime, aslolan yoklukmuş...
Akşam oldu... Sabah oldu...
Aslolan yoklukmuş... (Altıncı Gün)
Sensiz geçen altı günümü yazdım; yok olmuş bir kainatın parçasıyım şimdi... (Yedinci Gün)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder